Neynur’dan

Nurduran Duman

Beyit 1


Bişnev ez-ney çün şikâyet mî koned / Ez-cüdâyîhâ hikâyet mî koned
Şikâyet ettiği zaman neyi dinle, belki şikâyet etmiyor, ayrılıkları anlatıyor.


dünya yüzü eşittir düşkünlük

Ney’e demek dünyanın yüzüne düş de aç kirpiğini yaz:
var elbette. dinle. dağlanan yer gök arasını işit
kabuğumu isleyen hava ateş karasını öğren, bil seni benden
nereden gelir sırında yansıdığım, nerededir kimdir nedir

bir adımımıza kırk adımla gelen ey
biz bildikçe bilinmeyen büyüdükçe büyüyen
kimsin nesin nerelerde kaldın kırıldım ışığından
biz vardıkça genişleyip gidiyor gidiyor gidiyor evren

Nur’a demek dünyanın yüzüne düşekaldık, imrensem yeridir
giden gidiyor yoluna devam ediyor tam nefesini üfüren





Beyit 2


K’ez neyistân tâ merâ bobrîde end / V’ez nefîrem merd ü zen nâlîde end
Beni kamışlıktan kestiklerinden beri, erkek kadın herkes feryadımdan inledi.


kabul bir çözülüp dağılmak vaktidir

Ney’im kabulümdür nler dolaşır çekirdeğimde
açkıma yuvadır n ile niye
zar sıyrılır kabuk çatlar
beni perdeler çoğaltır çekildikçe önümde

ey kesen biçen dikip ütüleyen, bilinmeyi seven ey
belirdikçe sen, siliniyor izi ayrıldıkça gözümden
ben ben diyen yörüngem

Nur’um kabullenişimdir yaşamak bir iş
yürü koş bitmiyor gökaltı tüneli
gezip dolaşıyorum ben de akıymış karasıymış
çok bilinmeyenli aklıymış
tek yanıtlı kalbi





Beyit 3


Sîne hâhem şerha şerha ez-firâk / Tâ be-gûyem şerh-i derd-i iştiyâk
Aşk derdini açabileceğim, ayrılıktan parçalanmış bir gönül isterim.


kül hatırda tutulur çağrıdır

Ney’le sesleyeyim alıcısı nerede belirsiz şarkılarım var,
sol anahtarları alaz alaz göğüsle alınlarında
görmesem tanırım bin yıl öteden, işte o çalgılara

Nur’la ses eden saz idim kesildim neşelikten
hiç çalınmadım daha
ama öğrendim kalbi delik ney imiş yedi yerinden özlem